Kayıtlar

Haziran, 2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
SEYDİŞEHİR-BOYNUZCU MAĞARASI Bir ihbar-Bir Koruma Önerisi Ender Usuloğlu Kasım 2012 tarihinde Orman ve Su Bakanlığı Milli Parklar Müdürlüğü Mağara Koruma Biriminden Selim Erdoğan'ın telefonla ihbar etmesiyle bir anda kendimizi Aralık ayının soğuk ama bir o kadar da güzel bir gezisinde bulduk kendimizi. Eski BÜMAK'lı arkadaşımız Bülent Genç'in de "vaktim var bende gelirim" demesiyle, Antalya havalimanına inmemiz ve Bülent'in arabasıyla Seydişehir Taraşçı ilçesine doğru yola koyulmamız çok uzun sürmedi. Taraşçı belediye başkanı Yasin Şahin bey sağolsun klasik misafirperverliğimizi gösterdi ve çadır ya da kamp atmak durumunda kalmadık. Kendilerine buradan çok teşekkür ederiz. Boynuzcu mağarası, adını mevkiisinden almaktadır. Taraşcı'nın güneyine düşen dağların üstünde olan mağaraya iki tane avcı-rehberle gittik. Yerlerde kar olmasına rağmen yağmıyordu ama hava oldukça soğuktu. Çöküntü bir inişle, yaklaşık 7-8 m'lik, başlayan mağara ik
MAĞARA BELGESELİ ÇEKİMİNE YOLCULUK Mağara araştırma gezilerinde yıllardır amatörce video çekip sonra bunları en basit video kurgu programları ile kurgulayıp kendi içimizde, kendi kendimizi biraz gaza getirmek, biraz nostalji yapmak, biraz da elimizde görsel belgesel olsun diye seyrede geldik. Türkiye'de mağaralar üzerine yapılan belgesellerin azlığının üzerine bir de NG ve BBC'nin mağara ile ilgili enfes belgeselleri üst üste gelince bu konuya biraz daha ciddi eğilmeye karar verdik. Tesadüfen, televizyon'da yayınlanan dizilerden bir tanesinin yapımcısı bir arkadaşımız mağaracı olmak isteyerek derneğimize üye olması işi hızlandırdı. İlk olarak 2011 yılının şubat ayında kışın gideceğimiz Düdenyayla'da çekim yapmaya karar verdik. Yapımcı üyemiz, bize teknik olarak herşeyi sağladı ve bir kameraman arkadaşı da mağaraya girip çekim yapabilmesi için eğitime getirdi. Bizde arkadaşı eğittik ve çıktık yola. -15 derece soğukta mağara dışında çok iyi çekimler yaptık, h
SORKUN EFSANESİ Abstract: The Legend Of Sorkun Cave During the late 1980's, as a young member of BUMAK, I am spending a lot of time at the club house which is situated 2 floors below my dormitory. Since I spend quite a bit of time in the club, I am reading and investigating all the information. At the door of the closet, I noticed the Sorkun Sinkhole, -200 m deep, with a huge side gallery unexplored with ? Mark on the map. That unexplored Sorkun cave was becoming a legend of how it was difficult to explore that cave and how our senior cavers has explored that cave's main gallery with great difficulty and so on. As years passed and we established ASPEG, our caving association in 2008, the first serious caving expedition was to that area which has given me the opportunity to start exploring the side gallery. We descended, mapped and connected it with main gallery with lot of members from our club and guess what? The main gallery continues with a fault/crack. We hope
KARLIK KUYLUCU : KARADENİZ'İN EN DERİN MAĞARASININ KEŞİF HİKAYESİ Elimdeki dalgıç projektörün ışığı karanlıkları deliyor. Dizime kadar kar içindeyim, ışığın aydınlattığı yere bakıyorum, lapa lapa yoğun kar yağıyor. Bir yandan müthiş bir sakinlik var içimde ama bir yandan da gecenin saat 10'nu olmuş ve bir an önce yayla evlerini bulmam lazım. Arkaya bakıyorum 8 kişi sırt çantaları ve mağaracılıkla ilgili teknik malzeme çantaları hafif endişeli ve yorgun yüzlerle bana bakıyorlar. Geldik mi? Bende aynı soruyu soruyorum kendime çünkü telefonumda GPS kayıtları var ama orman yollarını göstermediği için maalesef pek bir işe yaramıyor. Yine de beş on saniye karşımdaki manzaranın doyumsuz güzelliğine takılıyorum. Yolu kaybettim ve önümde düz bir alan var, bitiminde orman başlıyor ve her yer siyah bir örtü içinde ve ışığın önünde dans eden bembeyaz kar taneleri var o kadar. Geldik mi? 1-2 saattir “300 metre kaldı, 400 metre kaldı” şeklinde insanları oyalamayla geçti ama sanırım h
KEŞFETMEK İÇİN BAK !! PEKİ YA GÖRMEDİKLERİMİZ ? Bir yeraltı ekosistem hikayesi Güzel bir slogan, keşfetmek için bak ! Peki her gün gözümüzün önünde olmayan, öyle herkesin ulaşamayacağı yerlerdeki, mesela yeraltındaki, mağaralarda yaşayan canlıları ve güzellikleri keşfetmek. Herkesin bu güzellikleri görmesini ve farketmesini sağlamak, biz mağaracıların gönüllü görevi oldu. İşte bu yazı, Türkiye’nin yeraltında yaşayan ve bazılarının endemik tür olan canlıları keşfetmek için yapılan arka arkaya bir yılda çeşitli zamanlarda yapılan 10 mağara keşif gezisinin sonuçlarını anlatmaktadır. Herşey, Çevre ve Orman Bakanlığı’nda 23 Şubat 2007 tarihinde bizzat Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürü Prof. Dr. Mustafa K. Yalınkılıç tarafından kurulan Mağara Araştırma Birimi (DKMPmab) ile başladı. Amacı, çekici ama bir o kadar gözönünde bulunmayan mağaralara “ekosistem” açısı ile yaklaşmak, ekolojik değerleri ortaya çıkarmak ve korumak olan mağara araştırma birimi, özellikle mağar
CADIKAZANI-SPELEOKÜLTÜR SAYI 18 RÖNESANS HARİKASI FLORANSA'DA GÖZÜME İLİŞEN MAĞARA LA GROTTA GRANDE Floransa'dayım, şansımıza yağmur yağıyor hemen hemen hergün. Floransa gibi şehirde olduğumuz için yağmura katlanıyoruz ve ıslana ıslana hemen hemen her yerini kısacık 2 güne sığdırmaya çalışıyoruz. Bende akşamları şehiri azami tanımak için elimde “Lonely Planet” kitabı her akşam okuyorum. Sanırım ilk geldiğimiz akşamdı, gene kitap elimde acaba nereyi dolaşsak diye sayfalar arasında, televizyon kanallarını “zap” lıyormuşcasına, dolanıyorum. Bir an “Grotta” kelimesi gözüme çarpıyor. Mağara kelimesi bir anda bütün dikkatimi o bölüme vermemi sağladı bile. Evet bu mağara ile ilgiliydi. Heme yarın oraya gitmeye karar verdim tabii ailem itiraz edemedi çünkü oraya gidene kadar yolumuzun üzerinde zaten tonla gezilecek yer vardı ve fikrimin çok zor değişeceğini biliyorlardı. Ponte Vecchio. Floransa'nın en eski köprüsü, elimdeki kaynak kitap 1345 yılını gösteriyor. İn
Resim
40 Yaşından Sonra Mağaracı Olunur mu? Hem evet hem de hayır. Mağaraları araştırmak doğa sporları içinde kanımca en çok efor sarf ettiren, büyük enerji harcatan ve psikolojik sınırları zorlayan bir daldır. İnsanın sınırlarını zorlar mağaracılık. Düşünün, yirmidört saat geçmiş mağaradasınız, üşümüşsünüz, etraf karanlık, ıslak, çamur, hareket etmezsen hipotermiye girme ihtimalin yüksek, beklesen hemen ayakta uyuklayacak kadar yorgunsundur ama önünde daha yukarı çıkmak için 100 m ip tırmanışı bir o kadar geçmen gereken galeriler, göller, yatay parkurlar vardır: Kamyon büyüklüğünde taşların arasında sıyrılarak kah emekleyerek kah tırmanarak kah oradan oraya zıplayarak. Ben de “artık daha ne kadar, yeter” dediğim zamanı hatırlıyorum Düdenyayla Mağarasında. 27 yaşındaydım. Mağaracılığa 21 yaşında başlamıştım. Düdenyayla mağarası, Beyşehir gölünün batısında kalan Dedegöl dağlarının güneyinde kör bir vadide oluşan kireçtaşı tepelerinin milyonlarca yıl içinde gelip suyu geçirmeyen ta