PAYLAŞIM VE MAĞARACILIK AHLAKI


Mağaracılık etiği/ahlakı nedir?
Bizim eskilerden öğrendiğimiz çok basit bir kural vardır; bir mağara'nın araştırılması bir dernek/kulüp tarafından yapılıyorsa, araştırılması bitene ve makul bir sürede raporu ve haritası çıkana kadar, beklemek ve girmemekti veya en azından girilecekse bile beraberce (araştıranların gezisi olmak kaydıyla) misafir şeklinde girilebileceğidir.
Yine eskiden, Türkiye coğrafyasının büyük, kireçtaşı olan alanların fazla olması ve mağaracılıkla uğraşan STK'ların az olmasından dolayı, herkesin zımnen araştırdığı bölgesi vardı..Mesela; MAD alışkanlık haline getirmiş birazda Ankara'ya olan yakınlığından Aladağlar ve civarında araştırma yaparken, BÜMAK Kastamonu ve batı ve orta Toroslarda araştırma yapıyordu. Dolayısıyla kimse çakışmıyordu. Fakat bu eskidendi..Maalesef mağaracı sayısı artmasa da, kulüp ve dernek sayısı artmış, değişik bölgelere gidilir oldu..
Kişisel fikrim, en eski etik bence yeterlidir. Bölge tanımlaması gibi birşey mağaracılık etiğine sığmaz. Koskoca bölgeyi sahiplenmek kadar abes bir şey olamaz.
2 önceki TMB toplantısında tecrübeli Bulgar mağaracı dostumuz Alexey, kendilerindeki uygulamayı anlattı. Araştırma yapılan bir mağaraya başka bir grup, eğitim amaçlı girebilir ama araştırma yapamaz, haritasını çıkaramaz. Benim bildiğim etikten biraz farklı olmakla beraber bana bu da makul geliyor.
Birde şöyle bir problem olabiliyor. Diyelim ki, bir mağara bir grup tarafından araştırıldı ama raporu ve haritası çıkmadı.Şimdi bu durumda ne yapılmalı? Başka gruplar, rapor ve haritanın çıkmasını beklemeli mi?.
Bence beklemeli çünkü araştırmak ve ölçüm almak zahmetli bir iş ve büyük bir emek gerektiriyor. Emeğe saygı göstermek lazım kesinlikle. Ama?...
Kültürümüz yazılı bir kültür olmadığı, mağaracılarımızın genelleme yaparsak yazmada tembel olması, bir araştırma sonucunun rapor veya harita olarak yani nihai bir ürün olarak ortaya konması bazen yıllar alabiliyor. Şimdi, diğer gruplar ne kadar bekleyecek?
Bence bir araştırma bitip bunun rapor ve haritasının yayınlanması en fazla 3 ay içinde olmalıdır. Bu yazılı bir ürün ortaya çıkarmak için yeterli bir zamandır.
Özetlemek gerekirse;
1. Araştırılması bitirilmeyen bir mağaraya başka bir grubun girmemesi en azından beraberce girilmesi (rızalı) iyi bir ahlaktır.
2. Eğer araştırmayı bitiremeyen grup, bir şekilde bunu mağaracılık camiasına iletmiş ve araştırmam devam ediyor, gene gelecem ve araştıracam diyorsa, bence bunu en geç 1 yıl içinde yapmalıdır.
3. Araştırması biten mağaranın yazılı ürün olarak ortaya çıkması için 3 ay beklemek makul bir zamandır. Bu zaman geçtiği halde birşey yoksa ortada o zaman başkaları girebilir.
BUNUN HARİCİNDE BİR ETİK var mıdır?
Bu ahlak anlayışını tabii ki gruplar arası olarak düşünmek lazım. Burada, fotoğraftan başka birşey alma, ayak izinden başka birşey bırakma gibi mağaracılığa yönelik etikler vardır ama ben bunlardan bahsetmiyorum.
Gruplar arasında bence başka etik yoktur. Başka etiklerin olabilmesi için gruplar arasında bir ilişki tarihi olması lazımdır. Mesela ben BÜMAK için önemli olan ama yıllar önce araştırmasını bitirdiği bir mağaraya girmek için nezaketen sorarım, o benim BÜMAK ile olan tarihimden gelir veya Boğaziçi Üniversitesinde bir masa açacaksam normalde bunu onlara sormam, rektörlük izin verdikten sonra, gerisi boştur..Ama tarihim olduğu vakit nezaketen sorarım.. 
Başka etik ve ahlakları oluşturabilmek için beraberce ve sıkça geziye gitmemiz lazım.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KARANLIĞI FOTOĞRAFLAMAK (YERALTI VE IŞIKLI FOTOĞRAF ÇEKMENİN TARİHÇESİ) Chris Howes

EL ALEM NASIL YAPIYOR, NE YAPIYOR?

ASPEG`IN 10. YILI