TURİZME AÇILMIŞ MAĞARALARIN DURUMLARI

TÜRKİYE TURİZM STRATEJİSİ 2023 VE MAĞARALAR II

 

TURİZME AÇILMIŞ MAĞARALARIN DURUMLARI

 

Birinci makalemizde, Türkiye’nin 2023 yılına kadar ki olan turizm stratejisinden bahsetmiş ve özellikle güncel sorunlarımızdan biri olan halihazırdaki turizme açılmış mağaralarımızın içler acısı durumuna biraz değinmiş idik.

 

Bu yazımızda, turizme açılmış mağaralarımızın sorunlarından daha detaylı bahsedeceğiz.

 

Halihazırda, Türkiye’de turizme kazandırılmış olan mağaralarımızın toplamı bizim bilebildiğimiz kadarı ile yaklaşık 20 adettir (Tablo 1). Yaklaşık diyoruz çünkü hemen hemen her yıl yeni mağaralar bilinçsizce yerel yönetimler tarafından turizme açılmaktadır.

 

TURİZME AÇILMIŞ MAĞARALAR (Tablo 1)


1.Ballıca Mağarası  (Pazar – Tokat)
2.Buzluk Mağarası (Harput - Elazığ)
3.Çalköy Mağarası (Düzköy – Trabzon)
4.Damlataş Mağarası (Anamur – Antalya)
5.Dim Mağarası (Anamur - Antalya)
6.Dodurgalar (Keloğlan) Mağarası (Acıpayam – Denizli)
7.Dupnisa Mağarası (Demirköy – Kırklareli)                            
8.Fakıllı Mağarası (Akçakoca – Zonguldak)                    
9.Gökgöl Mağarası (Zonguldak)                                            
10.Gürcüoluk Mağarası (Bartın)
11.İnatlı Mağarası (Ayancık – Sinop)
12.İnsuyu Mağarası  (Burdur)                                              
13.Karaca Mağarası (Torul – Gümüşhane)
14.Kaklık Mağarası (Denizli)

15.Köşekbükü Mağarası (Anamur)

16.Mencilis Mağarası (Karabük)                                            
17.Oylat Mağarası (İnegöl - Bursa)                              
18.Tınaztepe Mağarası (Konya)                                            
19.Zeytintaşı Mağarası (Serik – Antalya)
20.Zindan Mağarası (Aksu – Isparta)

Kaynak: Ali Yamaç, Turizme açılmış Mağaralar Listesi, Anadolu Speleoloji Grubu

Türkiye’de ki bu konuda en büyük problem, mağaraların sahipsiz olmalarıdır. Gerçekten de devlet nezdinde, çok açık bir şekilde yasalarla belirlenmiş mağaraların sahibi hangi bakanlık veya kamu kuruluşudur bu belli değildir. Bu durumdan kaynaklanan belirsizlikten dolayı kimi yörel yönetimler MTA’ya başvurmuş kimileri ise kendi kafalarına göre mağaraları turizme açmış ve açmaya çalışmaktadırlar.

 

Burada ikinci en önemli sorun, mağaraların turizme açılmasının yerel yönetimler tarafından artı gibi gözüken bir iki yanının olmasıdır. Birincisi, mağaranın açılmasındaki ihale ve işletilmesi ile oluşan rant ve bunun paylaşılması, seçmen gözünde yerel turizme katkıda bulunmak ve dolayısıyla yerel ekonomiye hem de yerel kalkınmaya etki etmek gibi faktörleri sayabiliriz. Bunlar pozitif gibi görünse de maalesef açılan mağaralarımıza yatırılan para ve getirileri hesaplandığında ve geri dönülemez bir şekilde yıpratılan mağaralarımızın ekonomik sürdürebilirliği, ki bırakın “biyoçeşitliliği” korumayı, şüphelidir.

Türkiye’nin kamu alanındaki ilk ve en tecrübeli mağara ekibi olan Maden ve Teknik Arama’nın mağara bölümü tarafından yapılan incelemeler sonucunda turizme kazandırılmış mağaralarımızda yapılan tetkik ve incelemeler aşağıda bir tablo şeklinde sunulmuştur (Tablo 2).

Tablo, dikkatli incelendiğinde MTA’nın gerek personelinin uzmanlıklarından kaynaklanan ve gerekse personel yetersizliğinden, turizme açılmış mağaralarda yapılan tetkiklerden en detaylı yapılanların jeolojik ve jeomorfolojik incelemeler olduğu gözükmektedir. Yapılan kar-zarar analizi ise daha çok mağara turizme açıldıktan sonra gelen kazanç raporlarına göre yapılan bir analiz izlenimi vermektedir. Normalde bir ekonomik işletme açılmadan evvel, yapılan yatırım karşığında paranın geri dönüşü hesaplanmalıdır. Bu hesaplama eğer bu bir turistik mağara ise, bu işletmenin para kazanabilmesi için potansiyel müşterilerin yani pazara olan yakınlık, ulaşım ve sunduğunuz paket (sadece mağara güzellikleri değil, sosyal tesis, tuvaletler, müze v.b.) gibi veriler dikkate alınmalıdır.

Bunların yapılmaması, genellikle atıl ve para kazanmayan ve turizme hizmet etmeyen gayri-ekonomik varlıklara dönüşmektedir. Yapılan tetkiklerde ki en büyük eksiklik ise biyolojik çalışmalardır ve bu Türkiye turizm stratejindeki “sürdürülebilir” ve “biyoçeşitlilik” kavramlarının içini boşaltan bir eksikliktir.

Genel olarak MTA’nın yaptığı çalışmalar yetersiz kalmıştır. Burada MTA mağara bölümünü suçlamak işin kolayına kaçmaktır. MTA, deneyimleri ve tecrübeleri doğrultusunda yapabileceğini yapmıştır. Esas olan, işin hakkını vererek yapmak için gereken detaylı incelemeleri yapabilecek personelin yetersizliğidir. Bununla birlikte, MTA bu açıklarını, diğer kamu kuruluşları, üniversite ve/veya mağaracı grupları ile telafi yoluna gidebilirdi. Buna en güzel örnek kısa bir süre önce kurulan ve çevre bakanlığı milli parklar biriminde faaliyet gösteren mağara bölümünün, aktif olarak 3-4 tane mağara dernek ve/veya gruplar ile işbirliğine gitmesi ve mağara koruma konusunda ileride atılacak adımlara zemin hazırlama çalışmalarını gösterebiliriz. Son olarak, mağaralar yasalarla sahiplerini bulana kadar MTA araştırdığı mağaraların raporlarında en azından “turizme açılabilir veya açılamaz” ibaresini şimdilik çıkartmasında fayda görüyoruz.

MTA şu ana kadar ki yaptıkları incelemelere bakarsak toplam 20 tane mağaradan sadece 14’ü MTA tarafından hiç olmazsa belli açılardan bilimsel araştırılmış ve tetkiki yapılmıştır. Kalan 6 tanesi ve daha bilmediğimiz irili ufaklı turizme açılan mağaraları eklersek yaklaşık %40-50’ye yakın bir mağarada hiçbir araştırma yapılmamıştır.

 

ÜMİTLİ BEKLEYİŞ- DOĞAYI KORUMA KANUNU

Günümüzde, çevre bakanlığı, doğayı korumaya yönelik bir kanun taslağı hazırlamıştır. Bu kanun taslağına mağaraları korumak açısından incelendiğimizde, belgede mağaralarında olduğu ve başıboş bırakılmadığını görmek sevindiricidir. Önemli olan şimdi tüm doğaya yönelik koruma politikaları üzerinde çalışan sivil toplum kuruluşların ve devletin yetkili kademelerinin bu yasa tasarısını biran önce meclise getirerek yasalaştırmasıdır. Bu konuyu ayrı bir makalede detaylı bir şekilde irdeleyeceğiz.

MAĞARA AMENAJMANI

Dünya’da ki ve Türkiye’de ki turizme açılmış bakıldığınızda arada çok büyük bir fark göremezseniz. Türkiye’de turistik mağaraların amenajmanı genelde kötüdür. Amenajmanı üstlenen genelde o yöredeki veya şehirdeki inşaatla alakalı şirketler olduğu için, birçok iş üstün körü yapılmıştır. En son Mart 2009’da Zonguldak’ta ziyaret ettiğim Gökgöl mağarasında turizme açılmış parkurun bir kısmındaki elektriğe gelen su yüzünden ışıklar kapalıydı. Ayrıca belli bir yürüme parkurunu dışarıda yağan yağmurlar yüzünden artan suy kaplamıştı ve parkurun öteki tarafını karanlıkta (!) gezebilmek için diz boyu suya girmek lazımdı.

Mağaralar, olabildiğince doğal halinde bırakılarak turizme açılmalıdır. İnsanlar, mağaraları en doğal haliyle görmeli, tanımalı ve mağara oluşumlarını ve güzellikleri doğal haliyle zevkini çıkartmalıdır.

Makalenin sonunda örneklerle yapılan yanlışları bulacaksınız. Fotoğraflardaki ortamlarda göze hitap etmeyen ve daha önemlisi mağaranın doğal ortamına tezat, zarar veren amenajmanlar maalesef geri dönüşü olmayan çirkinliklerdir.

Peki hiç mi amenajmanı düzgün bir mağaramız yok? Elbette var, kanımca Karaca Mağarası, Gümüşhane. Belki bir iki tane daha ama maalesef o kadar.

Ender Usuloğlu

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 


TURİZME AÇILMIŞ MAĞARALAR

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Mağara İsmi

 

 

 

Araştırma ve tetkikler

 

 

 

 

 

Jeolojik Tetkik

jeomorfolojik tetkik

Biyolojik tetkik

İklim çalışması

Diğer bilimsel tetkikler*

Kar-Zarar Analizi

Mimari proje

Elektrifikasyon

Zemin Etüd

Damlataş Mağarası

-

MTA yapmadı

MTA yapmadı

-

Dim Mağarası

-

-

Zeytintaşı Mağarası

-

-

Gürcüoluk Mağarası

-

-

İnsuyu Mağarası

-

MTA'ca revize

MTA'ca revize

-

Kaklık Mağarası

-

-

Dodurgalar Mağarası

-

-

Karaca Mağarası

-

-

Zindan Mağarası

-

-

Mencilis Mağarası

-

-

Dupnisa Mağarası

-

-

Tınaztepe Mağarası

-

MTA yapmadı

MTA yapmadı

-

Ballıca Mağarası

-

-

Gökgöl Mağarası

-

-

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

*Mağara ile ilgili diğer bilimsel çalışmalar, arkeolojik v.b.

 

Biyolojik tetkik: Gözle makroskopik canlıların dışında ( yarasa vs.) gözlem yapılmadı

 

 

 

 

İklim çalışması: Mağara ortamının beliri noktalarında sıcaklık (oC)ve % nem değerleri ölçüldü

 

 

 

 

Diğer bilimsel tetkikler: Mağaralarda gaz ölçümleri (O2-CH4-CO2-H2S-CO) yapıldı. MTA tarafından sistematik bir arkeoloik çalışma yapılmadı ancak var olanlar kullanıldı

 

 

 

 

 

 

 

 

Zemin Etüdü: Mühendislik jeolojisine yönelik bir etüd yapılmadı

Kaynakça: MTA Mağara Bölüm Başkanı Koray Törk

 

Kar-Zarar Analizi: Turizme açılan mağaralardan yollanan yıllık raporlar ışığında yapılıyor

 

Tablo 2: Turizme açılmış mağaralarda, MTA tarafından yapılan tetkikler.


EK 1. TURİZME AÇILMIŞ MAĞARALARIMIZIN GÖRSEL DURUMLARI

 

DAMLATAŞ MAĞARASI- ANTALYA

 

 

 

Fotoğraflar: Dokuz Eylül Üniversitesi Mağara Araştırma Kulubü

 
 

 

 

 


DİM MAĞARASI- ANTALYA

1. Açıkta gözüken kablolar; görsel kirlilik ve rehber olmadığı için ziyarete gelenlerin elleyebileceği veya çoçukların karıştırabileceği yakınlıkta elektrik panosu

 

 

 

 

 

 

 

2. Beton yollar. Hem görsel kirlilik hem de mağara ortamına zararlı madde.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

3. Kabloların dışarda kamufle olmadan mağara güzelliklerine ters bir yapılandırma. Sıcak ışık kullanımından dolayı mağara duvarlarında başlayan yosunlaşma ve normalde gizli ışıklandırma yapılması gerekirken direkt gözü alan ve dolayısıyla mağara’nın o bölümünde olan güzellikleri tam anlamıyla görememek.

 

 

 

 

 

4. Beton yollar. Yürüme parkurunun mağara oluşumlarına çok yakın olması ve birçok insanın bu oluşumlara dokunması ve dolayısıyla insanın elindeki yağlardan dolayı zaman içerisinde oluşumlarda kirlilik. Pespaye ve tehlikeli kablolama.

Fotoğraflar: Dokuz Eylül Üniversitesi Mağara Araştırma Kulubü

 
 

 

 

 


BALLICA MAĞARASI- TOKAT

 

1. Mağara peyzajı düşünülmeden yapılan kablolama ve yanlış ışık kullanımından dolayı mağara duvarlarında başlayan yosunlaşma

 

 

 

 

 

 

2. Paslı merdivenler. İnsan sağlığı için tehlikeli durum ve genel kötü görüntü

 

 

 

 

 

 

 

 

3. Gelişi güzel aydınlatılmış ve mağarayı dolaşan turistlerin direkt gözünü alacak şekilde yerleştirilmiş ışıklar.

 

 

 

 

4. Mağaranın turizme açılması sebebi ile değişen mağara atmosferinden dolayı mağara duvarlarında başlayan yosunlaşma

 

 

 

 

 

 

5. Maalesef her turizme açılan mağaranın başına gelen olay: Duvarlara yazı yazma merakı. Kişisel “ ben burdaydım”, “ben bu dünya da varım” deme yolunun acınacak bir örneği. Mağara da kalıcı hasar ve görsel kirlilik.

 

Fotoğrafta sağ duvarda.

 

Fotoğraflar: Doktor Selim Erdoğan, çevre bakanlığı milli parklar mağara bölümü

 
 

 

 


Katkıda bulunanlar: Ali Yamac ASPEG, Koray Törk MTA, Selim Erdoğan Dkmb,  Mustafa Samur, DEÜMAK

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KARANLIĞI FOTOĞRAFLAMAK (YERALTI VE IŞIKLI FOTOĞRAF ÇEKMENİN TARİHÇESİ) Chris Howes

EL ALEM NASIL YAPIYOR, NE YAPIYOR?

ASPEG`IN 10. YILI