GÜNÜMÜZ POLİTİK JARGON'UN EN KÜÇÜK TOPLUMSAL OLUŞUMLARDAN OLAN DOĞASPORLARI DERNEĞİNDEKİ İZDÜŞÜMÜ
İnsanoğlu
çok garip maalesef. 20 yıldır tanıdığın ve arkadaş bellediğin
kişi(ler) veya tanıdığın sandığın kişiler, ki bu kişiler
eğitim düzeyleri yüksek olan, toplumun belli bir kesiminden gelen,
varlıklı, hatta bazılarımızın azınlık diyebileceğimiz bir toplumdan
gelip, günümüze hakim olan politik jargonu ve bu jargonu
kullananlardan son derece haz etmeyen kişiler olup, gün gelip
kendilerini ifade etmek için karşısındakine, bıraktım dost
lafını çünkü dost kelimesi ağırlığı olan bir kelime,
arkadaşlarına karşı kullansın.
İnsanoğlu
gerçekten çok garip.
Durum
bu olunca aslında Türkiye'nin makro boyutunda bu halinden de
şikayet etmeye hakkımız kalmıyor. Eğitim düzeyi yüksek
insanlar bu şekilde, bu politik jargonları sırf karşısındaki
insanlara karşı bu derece rahatlıkla kullanabiliyorsa, geride
kalan halkın durumuna kızmamak lazım. Kızmaya hakkımız
kalmıyor.
İşin
diğer enteresan tarafı, politikaya soyunan insanların aslında ne
derece önemli bir iş yaptığını, kullandıkları cümlelerin,
kelimelerin çok dikkatli seçmeleri gerektiğini, toplum üzerinde
bıraktıkları izlenim, yansımaların ne kadar önemli olduğunu
bir kere daha şahsen mikro düzeyde şahit oldum.
Evet,
2015 yılı benim ve bazılarımız için büyük bir hayal kırıklığı
oldu ama sanırım sosyolojik, enteresan ama acı bir tecrübe oldu.
Dernek bazında, yani en basit sivil toplum kuruluşu sanırım aile'den bir sonraki
toplumsal halka diyebilirim bu küçük toplumsal yapılanmada, bana
ve bize karşı kullanılan politik jargonlara baktığımızda, hayretlere gark oluyor insan.
Normalde
bu gibi politik jargonu, şaka olarak kullanabilirsiniz dostlar,
pardon dostluk yokmuş geçte olsa öğrendim, arkadaşlar arasında
olabilir, hatta küfürleşebilirsiniz de bunu da anlarım, gülersin
geçersin, hayatında beş dakikalık bir neşeli tat bırakır, bir
es verir bu espriler anlarım ama devamlı olarak 2 yıldır
birilerini suçlamak için kullanılmaya başladığında, o
sevmediğin ve karşı olduğun politik retoriği kullanmaya devam
edersen, o zaman tutarlılığınız, saygınlığınız maalesef
kalmıyor.
Parallelci:
Nasıl tanıdık geldi mi? Evet, dernek dışında bir şeyler
yaptınız mı, parallelci oldunuz. Kurallara uyulduğu halde bir
şeyler yapmaya çalıştığınızda, seni gidi parallelci seni
oluyorsunuz. Giderek saygınlığını yitirdiği için lafı
dinlenmediğini anlamayan arkadaşların gözünde, kendi gözünde
YK'nın (ah o koltuk sevdası) lafını dinlemiyor oluyorsun ya,
hemen yapıştır “parallelci.”
Biat
edenler/Prensler: Nasıl bu da tanıdık geldi değil mi?
Birileri, bir konuda başkaları ile hemfikir olduğunda hemen “sen
zaten onun adamısın, sen o ne derse onu yaparsın” ...Bu
lafları hiç gocunmadan hem de herkesin ortasında gönül
rahatlığıyla söyleyebilmek: ne güzel, ne rahatlık, lafın
nereye gittiğini anlamadan, karşısındaki sanki yedi düvel
yabancı, bu kişilerle mağaraya hiç girmemişsin, hiç birşeyler
paylaşmamışsın gibi, ilginç gerçekten ilginç. Bu rahatlık da
konuşan birisinin ya karşısındakine bırak sevgiyi, saygısı
bile yoktur ki. Bir de, en önemlisi karşısındaki insanın kendi
fikirleri, görüşleri yokmuş gibi davranıp, rahatlıkla
kendisi(leri) çok tilki ya, salak yerine koymak. Adam biatçı.
Sanki biat etmekle bir makam elde edecek, yüklü şişik bir yerlere
gelerek maaş alacak, geleceğini garantiye alacak dernekte.
Uzun adam/Reis:
Gülümsediğinizi
hissedebiliyorum. İlk defa uzun olmaktan pişmanlık duydum
diyeceğim ama şaka şaka...Yok öyle bir şey. Ne kadar ilginç,
toplumun belli bir kesimin hayranlıkla sevdiği ve bu yüzden “Reis”
dediği bir politik şahsa, yine toplumun bir kesimi ise
sevmediğinden “Reis” ve “Uzun adam” lakabını küçümseyici
bir sıfat olarak kullanıyor. Bu arkadaşlar hangi kesimden sanırım
net.
Bu
sıfatların kullanılmasında ki en büyük faktör, benim
mağaracılıkta dominant gözükmem. Çok fazla vakit ayırdığım
için mağaracılığa hemen hemen bir çok işle uğraşıyorum.
Eminim yaptığım hatalar vardır, birilerini kızdırmışımdır
ama bunlar bilerek yapılan bir şey olmadığını ve bir iki
telefonla veya yüz yüze konuşmayla çözülecek konular olduğundan
eminim. Bana samimi davranan birçok insanla ben konuşa konuşa
anlaşıyorum ve olayları çözüyorum. Zaten o insanlara
şaşırıyorlar “Ya arkasından tonla laf söyledi, atılsın
dernekten” dedi gibi bir sürü laflar ama bilmiyorlar ki, biz
zaten birbirimizi tanıyoruz, arkadaşız ve zaten o
kişinin/kişilerin ne niyetle ne maksatla söylediğini biliyorum, biliyoruz.
Sorun
sanırım domine etmek kavramıyla alakalı yanlış algıda. Domine,
İngilizce bir kelime olup, anlamı “Üzerinde
baskın duruma gelmek, hükmetmek.” Hükmetmek
fiili,
aynı zamanda içinde tam kontrol ve herşeyde son sözü söyleyen
konumu da içerdiği için yanlış anlamalara yol açıyor. Daha
doğrusu Türkiye'deki politik ortamın dominant aktörlerin ve
söylemlerin zihnimizde kazıyarak yer açtığı tanımlamaların,
mağaracılığa yansıması olarak görüyorum.
Mağaracılıkta
birçok işi aynı anda yapabilme kabiliyetim ve kendi kendine gaz
veren birisi olduğum için, birçok konuya hakimim ama
hükmetmiyorum. En basitinden kimsenin nasıl mağaracılık
yapacağını kimseye dayatmadım, hükmetmedim, tam tersine herkesi
teşvik ettim, dernek yaşantım içinde sadece bir kere YK'da
değildim, her türlü düşüncemi inandığım bir konuysa sonuna
kadar savundum ve birçok kez YK'da kabul ettirdim, 1 oyum olmasına
rağmen.
Politikacılar
ve söylemleri aslında mizah için son derece zengin bir kaynak, her
dönemde mizah politikacılardan ve söylemlerden beslenmiştir.
Dolayısıyla arkadaş/dernek ortamında, ki mağaracılık benim
için böyle bir ortam, mizah anlayışı içerisinde kullanılan bu
jargonları anlayabiliyorum ve bende kullanıyorum ama karşındaki
insanları suçlamak ve tanımlamak için kullanmaya başladığınız
an ve hele hele bu jargonu kullanan belli bir politikacı kesime haz
duymadığınız aşikar iken, rahatlıkla kullanılması son derece
rahatsız edici bir durumdur. Sonunda, bıraktım dostluğu ne
arkadaşlık, ne de saygı kalır.
It’s an awesome post in support of all the web visitors; they will obtain benefit from it I am sure.Have a look at my website:
YanıtlaSilPackers And Movers Bangalore
Packers And Movers Bangalore
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
YanıtlaSil