DERNEK ARAÇ MAĞARACILIK AMAÇ
Neredeyse sadece birkaç yıl ara
verdiğim mağaracılıkta yaklaşık 28 yıl geçti. Boğaziçi
Üniversitesi Mağara Araştırma Kulübündeyken birçok kere yapmak
istediğim etkinlikleri veya bilimsel çalışmaları yapamadık: Ya
zaman veya fırsat olmadı ya önümüze engeller sürüldü,
psikolojik bariyerler ya da bilimsel çalışmaları yapacak uzman
kişiler yoktu aramızda dolayısıyla üniversitede. Boğaziçinde
yerbilimleri yoktu (jeoloji, hidrojeoloji v.b.) veya biyoloji, ki
burada eğitim alan mağaracı olsun aramızda maalesef yoktu ve
bizde BÜMAK'ta bilimsellik adına rapor ve haritada kalıyorduk çoğu
kez. Diğer yapmadığımız etkinliklerde de illa birileri bir
bahane buluyordu. Mesela, Taşeli'ni karlı zamanda görmek
istiyordum, kaç defa gidelim desem de kimse gelmedi. Yine Sorkun
mağarası, Kastamonu'da, soru işaretli yan kolu, bakar bakar, ya
buraya gidelim derdim şuradan bir inelim başka bir yere gidiyordur
belki derdim, bana mağaranın ne kadar zor ve sulu şartlar altında
döşendiğinden bahsedilirdi. Yine mesela Karlık Kuylucu, harita
ölçümlerini kaybettikten sonra kaç defa gitmeyi denedik biraz da
şansızlık mı desem, bir türlü olmadı yani kısacası içimde
kalan mağaracılık adına birçok etkinlik ve faaliyeti, benim de
kurucusu olduğum ASPEG grubu ve sonrasında derneğinde yaşadık.
Benim için grup/dernek her zaman
mağaracılık için araç olmuştur, hiç bir zaman amaç olmadı,
Yapmak istediklerimi, yapamadıklarımı gerçekleştirebileceğim
bir ortamdan ibaret. Mağaracılık yalnız yapılan bir doğasporu
veya bilimsel bir çalışma ortamı olmadığı için, benimle aynı
şekilde (keşif) mağaracılık yapmak isteyenlerle bir çok
etkinliği beraberce yaptık, hala da yapıyoruz. Taşelini karlı
zamanda gördüm, inanılmaz güzel manzaraların yanında 50'ye
yakın yeni mağaralar keşfettik, keşfetmeye devam edeceğiz. 2008
yılında Küre Dağları milli parkı projesinin ilk büyük
gezisinde Sorkun'dan dışarı çıkmadım desem yalan olmaz herhalde
ve o meşhur (benim için) harita üzerinde gözüken bacanın 40 m
inişle Sorkun'da başka bir galeri halinde -200 m'lere kadar
ilerlediğini keşfettik. Karlık'a kışın gittik ve tesadüfende
olsa devam ettiğini bulduk, şimdi Karadeniz'in en derin mağarası
oldu. Kışın mağaracılık yapmayı çok istiyordum, kış
kamplarını kendimizi aşmak, zorlamak ve ulaşıp/yapabiliyorsak
mağaracılığı da yapacak şekilde her yıl düzenliyoruz.
Kendimin bir uzmanlık alanı olmasa bile her zaman içinde
bulunduğum grubun, mağaracılık alanında bilimsel çalışmalar
yapmasını çok istedim. Şimdi yavaş yavaş biyoloji alanında
güzel çalışmalara imza atmaya başladık, arkeolojik açıdan çok
verimli çalışmalar yaptık. Bunlarda benim bire bir katkım olmasa
bile içinde bulunduğum dernekte yapılması bana ayrı bir haz
vermektedir. Başlı başına ağırlıklı mağara dalışı olan
bir Altınbeşik veya İstanbul civarında yatay mağaralara yapılan
mağara dalışları: Bunlar çok ama çok güzel etkinlikler.
Yukardaki bahsettiklerimin hayali ile
yaşadım desem yalan olmaz. Bunun için derneği kendi amaçlarım
için kullanıyorsam, doğrudur kullanıyorum ama bunun niye yanlış
olduğunu anlamakta zorluk çekiyorum. Biz bu hayalleri
gerçekleştiremeyeceksek niye dernek veya grup kurduk ki? Ben tam
tersine, herkesi derneği mağaracılıkta neyi düşlüyorlarsa,
neyi yapmak istiyorlarsa, benim gibi derneği kullanmalarını teşvik
ediyorum, destekliyorum.
Derneğimiz mağaracılık yapmak için
araçtır, buyrun kullanınız ve üretiniz.
Yorumlar
Yorum Gönder