IRAN MAĞARA KURTARMA EĞİTİMİ GEZİSİ
18-28 HAZİRAN 2015

5.GÜN

Sabah gene klasik kahvaltımızı küçük salonda yapıyoruz. Alireza bugün eğitimin son günü olduğunu ve sadece yarım gün çalışacağımızı söylüyor. Nedeni ise ekibin yorulmuş olması. Kolay değil, 40 derece sıcaklıkta içerde havalandırması olmayan bir yerde sabah 9:30 dan akşam 19:00 a kadar çoğunluğu ip üzerinde olan çalışmadan gerçekten de yorgun düşmüştük. Bugün trolean geçişlerini tekrarladık bir tane çok istasyonlu hem dikey hem yatay sedyeyi taşıyacağız son bir senaryo tahtaya karalandı ve anlatıldı, ekipler belirlendi ve çalışmaya koyulduk.

Öğlen yemeğinde

Grup olarak yemek yerken
Ekip artık yorulmaya başladı. Hakkı abinin de bağırsaklar yediği yemeklerden iflas etti :))

Hakkı abi'ye söz verdiğimiz gibi bir iniş çıkış gösterdik.

Çok istasyonlu senaryonun son hamlesi, kazazedeyi güvenli bir yere götürmek.

Eğitim bittikten sonra Pervin'lerin evinde hemen bir duş alıp, evin salonuna serildik. Direk halının üzerine boylu boyunca herkes uzandı ve akşama kadar şekerleme yaptı.

Akşam olduğunda, Hüseyin'in arabasıyla şehri gezmeye çıktık. Şehir merkezine götüreceklerini söylediler, gide gide Karaj'daki tek AVM'ye geldik :)) Yaklaşık 1 saat turladıktan sonra karanlık basarken, Şah bey'in evine doğru yola koyulduk. Ciddi bir adam izlenimi bırakan Şah bey'in evinde ney ? nasıl olacak ? nasıl davranacağımızın bilememezliği vardı. Kapıdan içeri girdiğimizde birçok kişi içerideydi zaten. Sıcak karşılama ve sunulan ikramlardan sonra herkes çok rahatladı. İran'da sokakla ev arasında büyük bir bariyer ve fark vardı. Sokakta bir çok şey yasak ta ki insanlar evine girene kadar. Birçok yerde yazılanları okumuştuk ama şimdi bir tanesinin içinde biz şahsen yaşıyorduk. Şah bey Kanada'dan bir gün önce gelen kız kardeşine "hacı" diye sesleniyordu,  müthiş yemekler yaptırmıştı. Zavallı kadıncağıza bir yandan üzüldüm, bir yandan hayranlık duydum. Müthiş leziz yemeklerdi. Her türlü içecek mevcuttu.

Soldan sağa: Nergis (Hüseyin'in eşi), Hacı teyze, Pervin (evsahibimiz, kendine koyduğu lakap ise hotel manager :), Selin, Umut ve ben. Selfie çekmeye çalışırken.

Karaj'ın tek AVM'si. İçeri girdiğimizde insanların bizden tek farkları kadınların yalap şalap bir örtü ile başlarını kerhen örtmeleri. Rengarenk giysilerle herkes keyifliydi. Bizde sırt çantamızda kalan en temiz giysileri giydik çıkmıştık.
İran'daki başka bir ilginçlik, biz genelde tatlıyı yemek sonunda yeriz, İran'da önden ikram olarak veriyorlar. Açık büfe yemeğe üşüştük...Yemek esnasında Areş'in güzel sesi ile şarkılar türküler arkası arkasına geldi. Akşam 10:30-11:00 gibi nihayet teşekkür ederek ayrıldık. Arabayla giderken gır gır şamata ve adrenalin tepedeyken hemen eve gitmek istemedik. Hüseyin bizi bir parka götürdü. Parkta Pervin'in ablası ve tanıdıkları vardı onlarla selamlaştık ve hemen basketbol/voleybol sahasına daldık. Ne zamandır Umut'la basket oynamak istiyorduk beraberce fırsatı İran'da bulduk. Yanımıza Ali diye 15 yaşında basket oynayan bir veledi aldık. Karşımızda başı yarı omzuna kadar siyah bezle bağlı, yeşil veya mavi gözlü bir kız ve iki adamla oynamaya başladık. Hareketlerimizle takdir kazandık, kendimi NBA'de oynayan basketbolculara benzettim bir ara. Bizim Ali, Umut ve benle fotoğraf çektirip, telefon numaralarımızı aldı :))...Yenildik ama güzeldi. Yalnız bu İranlı kızlar feci bakıyor, Umut'u bir kestiler bir kestiler ne de olsa dalyan gibi adam. Arada bende nasibimi aldım, oyun sırasında karşı takımdaki kızda bana "I love you" dedi...Ne diyeceğimi bilemedim, pişkin pişkin sırıtmaktan başka bir şey yapamadım ve oynamaya devam ettim.

Sabah 1:00 gibi eve geldik. Hüseyin yarın sabah 5:00'de kalkacağımızı ve Tahran yakınında Firuzhan dağının yamacındaki brunik mağarasına gideceğimizi söyledi. Mağara Kurtarma tatbikatı orada yapılacak.
Şarkılar eşliğinde yemek yerken..

Üzüm şırası...Göründüğü gibi değil..

Yarım saat toparlandık ama uyku tutmuyor. Aşırı yorgunluğun adrenalinle karışmış hali beni uyutmuyor. Sonunda mp3 ve kulaklıklarla yatıp, yarım saat müzik dinleyip, sakinleşip ondan sonra 2:30 gibi yatmayı başarıyorum.

Tatbikatı merakla bekliyorum bakalım nasıl olacak...Birde Çukurpınar'dan beridir görmediğimiz diğer arkadaşları göreceğiz, heyecanlıyım..


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KARANLIĞI FOTOĞRAFLAMAK (YERALTI VE IŞIKLI FOTOĞRAF ÇEKMENİN TARİHÇESİ) Chris Howes

EL ALEM NASIL YAPIYOR, NE YAPIYOR?

ASPEG`IN 10. YILI