Makedonya 7.gün (01.07.2011)
Sabaha her zamanki gibi güzel bir kahvaltı ile başladık ve Memeçek mağarasına gitmek için hazırlandık. Bugünkü program Memeçek ve diğerinin adını bilmediğim mağaraya girip geri dönmek. Her zamanki gibi Mileya, Adi, Yuanna ailesinin WV minibüsleri ile Adina, Vidi, Elif ve ben doluştuk ve yola koyulduk. Geldiğimizde her zamanki gibi kalabalık bir grup vardı. Vidi geçen sene Canan ve Elif'le arabayla buz mağarasına giderken yol boyunca konuşan ve kafa şişiren eski mağaracı.
Makedon rehber eşliğinde Slovenler, biz ve bir grup Makedon yola koyulduk. Maalesef "ahmak ıslatan" şeklinde yağmur yağıyordu. Rehber, mağaradan çıktıktan sonra sol tarafta dernek lokali gibi bir yer var çok güzel bahçesi ve Ihlamur ağacı olan göstererek çay veya kahve içmeye bekliyoruz dedi.
Rehberin söylemesine göre 50 dakika yürümeden (tırmanma dahil) sonra mağaraya geliyoruz. Mağara ufak bir mağaraymış. Yola koyulduk ama acayip ıslandık, birde patikadan yürürken dizlerinize kadar gelen kısımdaki her türlü bitki ayağınıza ıslak ıslak sıvandığı için birde öyle ıslanıyorsun anlayacağınız kaçış yok.
Mağaranın ağzına geldikten sonra baktık ki mağaranın ağzını demir parmaklıkla kapamışlar sadece kapak gibi bir yerden çelik merdivenle döşemişler. İlk iniş çok değil 5 m'lik çelik merdiven inişi. Herkes teker teker giyindikten sonra yavaş yavaş inmeye başladık.
Mağara ufak bir mağara olmasına rağmen oldukça süslü idi. Şöyle bir dolandıktan sonra merdivende çıkma sırasında bekledik. Bir grup daha mağaraya girdikten sonra biz çıktık ve hava hala kapalıydı. Giyindik ve inmeye başladık gene yağmur yağmaya başladı :(
Hızlı bir şekilde dağdan indik, rehberi filan beklemeden, sonunda bitap bir şekilde derneğin lokaline geldik. Lokalin içinde 10 adet yatak her türlü mağaracılık malzemesi, mutfak ve bilumum başka eşyalar vardı. O anda aklımdan geçti Pınarbaşı'nın bir köyünde bizde böyle bir ev alsak ve lokale mi çevirsek acaba diye?. Güzel olabilir(di).
Hemen ıslakları çıkartıp, eşyaları yaydık ve Allahtan biraz güneş çıktı da kurutabildik. Diğer 2.mağaraya gidemeyecek kadar yorgun olduğumuzda evin dışında gölgede bir köşeye yayılıp muhabbet ettik.
Neyse 1-2 saat kadar fotoğraf çekmek için gidenleri bekledikten ve çayları (ıhlamur çayı ds dahil olmak üzere) da içtikten sonra nihayet geldiler ve minibüse atladık kampa geldik.
Hemen bir duştan sonra, Adina yine bize yemek hazırladı. Bu sefer MAMALİGA yiyiyoruz. Mamaliga Romence mısır irmiğinden biraz daha büyük bir malzeme kaşar ve sosisle karıştırılıp yeniyor. Adian yine eline sağlık gerçekten güzel olmuştu !
Yemekten sonra, Elif'le ben bulaşığa talip olduk ve bulaşıkları yıkadık. Daha sonra otele girip, sunum hazırlıklarına baktıktan sonra sunumlar başladı. İlk sunum Romen Razvan Muti'nin 2-3 tane slideşovlu ve gerçekten güzel fotoğrafları vardı. Arkasından Oana, Hindistan gezisinin bir sunumunu yaptı.
sunumlardan sonra artık dayanamadığımız için yattık !
Makedon rehber eşliğinde Slovenler, biz ve bir grup Makedon yola koyulduk. Maalesef "ahmak ıslatan" şeklinde yağmur yağıyordu. Rehber, mağaradan çıktıktan sonra sol tarafta dernek lokali gibi bir yer var çok güzel bahçesi ve Ihlamur ağacı olan göstererek çay veya kahve içmeye bekliyoruz dedi.
Rehberin söylemesine göre 50 dakika yürümeden (tırmanma dahil) sonra mağaraya geliyoruz. Mağara ufak bir mağaraymış. Yola koyulduk ama acayip ıslandık, birde patikadan yürürken dizlerinize kadar gelen kısımdaki her türlü bitki ayağınıza ıslak ıslak sıvandığı için birde öyle ıslanıyorsun anlayacağınız kaçış yok.
Mağaranın ağzına geldikten sonra baktık ki mağaranın ağzını demir parmaklıkla kapamışlar sadece kapak gibi bir yerden çelik merdivenle döşemişler. İlk iniş çok değil 5 m'lik çelik merdiven inişi. Herkes teker teker giyindikten sonra yavaş yavaş inmeye başladık.
Elif merdiven inişi yaparken |
Adina, Carla ve Elif |
Mağara ufak bir mağara olmasına rağmen oldukça süslü idi. Şöyle bir dolandıktan sonra merdivende çıkma sırasında bekledik. Bir grup daha mağaraya girdikten sonra biz çıktık ve hava hala kapalıydı. Giyindik ve inmeye başladık gene yağmur yağmaya başladı :(
Hızlı bir şekilde dağdan indik, rehberi filan beklemeden, sonunda bitap bir şekilde derneğin lokaline geldik. Lokalin içinde 10 adet yatak her türlü mağaracılık malzemesi, mutfak ve bilumum başka eşyalar vardı. O anda aklımdan geçti Pınarbaşı'nın bir köyünde bizde böyle bir ev alsak ve lokale mi çevirsek acaba diye?. Güzel olabilir(di).
Hemen ıslakları çıkartıp, eşyaları yaydık ve Allahtan biraz güneş çıktı da kurutabildik. Diğer 2.mağaraya gidemeyecek kadar yorgun olduğumuzda evin dışında gölgede bir köşeye yayılıp muhabbet ettik.
Neyse 1-2 saat kadar fotoğraf çekmek için gidenleri bekledikten ve çayları (ıhlamur çayı ds dahil olmak üzere) da içtikten sonra nihayet geldiler ve minibüse atladık kampa geldik.
Hemen bir duştan sonra, Adina yine bize yemek hazırladı. Bu sefer MAMALİGA yiyiyoruz. Mamaliga Romence mısır irmiğinden biraz daha büyük bir malzeme kaşar ve sosisle karıştırılıp yeniyor. Adian yine eline sağlık gerçekten güzel olmuştu !
Yemekten sonra, Elif'le ben bulaşığa talip olduk ve bulaşıkları yıkadık. Daha sonra otele girip, sunum hazırlıklarına baktıktan sonra sunumlar başladı. İlk sunum Romen Razvan Muti'nin 2-3 tane slideşovlu ve gerçekten güzel fotoğrafları vardı. Arkasından Oana, Hindistan gezisinin bir sunumunu yaptı.
sunumlardan sonra artık dayanamadığımız için yattık !
Yorumlar
Yorum Gönder